Teşhis Tedavi Patenti

TEŞHİS ve TEDAVİ PATENTİ

Patent sistemi, rekabeti teşvik etmek ve şirketlere inovasyon için teşvik sağlamak amacıyla kurulmuştur. Ancak, bazen bu durumun bazı istisnaları vardır; Hastalıkların Teşhis, Tedavi ve Cerrahi buluşların, yöntemlerin patent tescili kapsamında korunup korunmayacağı uzun süredir tartışılmaktadır.

Patent Tesciliyle korunması gerektiğini savunanlar; genel olarak patent tescilinin sağladığı haklardan sağlık sektöründe gerçekleştirilen tüm buluşların da yararlanması gerektiğini. Bu durumun inovasyon yapmayı teşvik edeceğini iddia etmektedirler.

Patent Tesciliyle korunmaması gerektiğini savunanlar; İnsan ve hayvan sağlığının, hayatının kutsal olduğu. Tedavi ve teşhis yönteminin tekelleşmesi halinde sağlık sistemine erişimin engelleneceği. Ayrıca sağlık alanında patent verilmesinin, benzer tedavi yöntemlerini geliştirmeye çalışan diğer araştırmacılar için engel olacağını iddia etmektedirler.

 

Teşhis, Tedavi ve Cerrahi Yöntemlere Patent Verilmesi Hususunda Tartışılan Etik Sorunlar:

Erişim ve Fiyatlandırma; Bir tedavi yöntemi patentle korunduğunda, bu tedaviye erişim ve fiyatlandırma konuları önem kazanır. Patent sahibi, bulduğu tedavi yönteminden ticari kazanç elde etmeye çalışabilir, ancak bu durum, tedaviye erişimi sınırlayabilir. Tedavi, Teşhis yönteminin sadece bir kişinin tekelinde olması bu hastalıktan mustarip olan milyonlarca kişinin zamanında ve doğru bir şekilde tedaviye ulaşmasına engel teşkil eder.

Kamu Sağlığı ve Toplumsal Sorumluluk; Bazı durumlarda, bir tedavi yöntemi geniş bir topluluğun sağlığını olumlu yönde etkileyebilir. Çoğu hastalık bulaşıcıdır! Bulaşıcı hastalıkların patent tescilinin kısıtlamaları nedeniyle süresinde tedavi edilememesi kamu sağlığını ve devlet idaresini tehdit edecektir. Patent tescili, bu tedavi yöntemini sınırlı bir grup insanın yararlanabileceği bir hale getirebilir.

Etik Standartlar ve Bilgi Paylaşımı; Tıbbi araştırmalarda elde edilen bilgilerin paylaşılması, bilimin ilerlemesi açısından önemlidir. Çoğu tıbbi gelişme, birbirinin üzerine inşaa edilmiştir. Ancak, patent tescili, bilgi paylaşımını kısıtlayabilir ve başkalarının bu bilgileri kullanmasını zorlaştırabilir.

İnsan Hakları ve Adil Kullanım; Tedavi yöntemlerinin patentlenmesi, bazen hastaların insan haklarına aykırı olarak değerlendirilebilir. Özellikle, bu tedavilere ihtiyacı olan ancak mali olarak kapsama alınamayan hastalar için adil kullanım konusu önem taşır.

Günümüzde sağlık sektöründeki etik tartışmalar ve toplumsal baskılar nedeniyle Tedavi, Teşhis ve Cerrahi Yöntemlerde gerçekleşen buluşların Patent Tesciliyle korunmamaktadırlar.

Ülkemizde de Tedavi Yöntemlerinin Patent Tesciliyle korunup korunmayacağı gerek 55 Sayılı Patent Haklarının Korunması Kararnamesi gerekse Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) kapsamında “Patent Verilemeyecek Konular ve Buluşlar” başlığında yer almaktadır.

MADDE 82- (Patentlenebilir buluşlar ve patentlenebilirliğin istisnaları)

(3) Aşağıda belirtilen buluşlara patent verilmez:

b) Mikrobiyolojik işlemler veya bu işlemler sonucu elde edilen ürünler hariç olmak üzere, bitki çeşitleri veya hayvan ırkları ile bitki veya hayvan üretimine yönelik esas olarak biyolojik işlemler.

c) İnsan veya hayvan vücuduna uygulanacak teşhis yöntemleri ile cerrahi yöntemler dâhil tüm tedavi yöntemleri.

ç) Oluşumunun ve gelişiminin çeşitli aşamalarında insan bedeni ve bir gen dizisi veya kısmi gen dizisi de dâhil olmak üzere insan bedeninin öğelerinden birinin sadece keşfi.

d) İnsan klonlama işlemleri, insan eşey hattının genetik kimliğini değiştirme işlemleri, insan embriyosunun sınai ya da ticari amaçlarla kullanılması, insan ya da hayvanlara önemli bir tıbbi fayda sağlamaksızın hayvanlara acı çektirebilecek genetik kimlik değiştirme işlemleri ve bu işlemler sonucu elde edilen hayvanlar.

Hukuksal mevzuat uyarınca “teşhis ve cerrahi yöntemler“ patent korumasından yararlanamazlar fakat söz konu teşhis, tedavi yöntemleri için geliştirilen ilaç ve cihazlar patent korumasından yararlanabilirler.

Teşhis ve cerrahi yöntemlere patent verilmemesinin ana nedeni; “her canlının, kolay ve ucuz olacak şekilde tedavi görmesi. İnsan hayatının kutsallığıdır” diğer yandan Patent tescilinin ilk çıkış temeli olan “sanayiye yönelik yenilikleri korumak” düşüncesi içerisinde tedavi ve cerrahi yöntemlerin sanayi tanımı içinde yer almamasıdır.

Gözlemlerimizle tespit ettiğimiz üzere; geliştirdikleri tedavi yöntemlerine tescil koruması talep eden müvekkillerimizin büyük çoğunluğu herhangi bir maddi beklenti içerisinde olmayıp tamamıyla isimlerinin bilinmesi ve duyulması hazzını, itibarını yaşamak istemektedirler.

Yoğun uğraş ve emek sonunda geliştirdikleri tedavi yöntemlerinin başkaları tarafından sahiplenilmesi ve adlandırılmasını engellemek istemektedirler. Bu düşüncelerinde de son derece haklıdırlar.

Kanımızca; Teşhis ve Cerrahi tedavi yöntemleri için farklı bir patent hukuku düzenlemesi yapılarak tescil ve kayıt altına alınması gerekir. Fakat bu alandaki tescilin hukuki koruması yani mutlak tekel hakkı kazandırma gücü zayıflatılabilir. Tescil, Buluş Sahiplerini manevi olarak tatmin edeceği gibi insanlığın bilgiye ulaşımını ve paylaşımını kolaylaştırıcı bir kaynak oluşturması bakımından da çok faydalı olacaktır.